İletişim: 0212 375 64 30 | E-Posta | English

Gırtlaksız Yaşamda Ses Çıkarma

 
 

Gırtlak kanserlerinin tedavilerinde, tümörün yaygınlığı kimi zaman gırtlağın tamamının alınmasını gerektirir. Bu işleme total larenjektomi ismi verilir.

Gırtlağın üç ana işlevi vardır:

  • Nefes almayı sağlama
  • Yutma sırasında nefes borusuna girişi kapatma
  • Ses çıkarma

Gırtlağın tamamının çıkarıldığı durumlarda, nefes alma ve yutma sağlandıktan sonra, konuşmayı sağlayabilmek için üç ana teknik kullanılır:

  • Yemek borusu (Ösefagus) sesi
  • Elektrolarenks sesi
  • Nefes borusu-yemek borusu (trakeo-ösefajial) açıklığı sesi

Bu yazıda üçüncü seçenekte yer alan uygulama, yani, protezle çıkarılan ses anlatılacaktır.

 

Protezle ses çıkarma: İkincil ses kazandırma

İlk uygulamaları gırtlak ameliyatından birkaç ay geçtikten sonra yapılmış olan bu uygulamaya “sekonder ses restorasyonu” ismi verilir. Bu isimle, ana ameliyattan ayrı bir zamanda yapılan, genel anestezi altında, yani ameliyathanede ve uyutularak yapılan ses kazandırma anlatılır: “İkincil ses kazandırma”.
Burda anlatılan kişi, gırtlağı alınmış, kimi zaman üzerine ışın tedavisi (radyoterapi) de uygulanmış olan ve diğer yöntemlerle ses çıkaramayan ya da çıkardığı sesi yeterince akıcı, anlaşılır bulmayan kişilerdir.
 

Protez kullanımına uygun mu?

Bu kişilerin proteze ve ameliyata uygunluklarının değerlendirilmeleri gerekir. Proteze uygunlukları açısından gözönünde bulundurulan etkenler:

  • Boyun bölgesi ve nefes borusu dokularının sağlıklı olmaları gereklidir.
  • Kişinin ellerini kullanabilecek durumda ve bilinçte olması gereklidir.
  • Ameliyatla oluşturulmuş olan nefes borusu ağzı yeterince geniş olmalıdır ya da ikinci bir ameliyatla genişletilmeye elverişli olmalıdır.
  • Ameliyatla oluşturulmuş yemek borusu yeterince geniş olmalıdır.
  • Protez değişimleri için, yeni protez temini ve hekime başvurmakla ilgili bir sıkıntı olmamalıdır.

 

İnsuflasyon testi

Uygun bulundukları takdirde bu kişilerin yemek borularının sıkılığının da bir testle kontrol edilmesi gerekir. Yemek borusu çevresindeki kasların çok kasılı olmaları halinde, protez takmak yeterli olmayacaktır. Aynı zamanda yemek borusu çevresindeki kasların gevşetilmeleri de gerekir. Bu sıkılığı kontrol eden teste “insuflasyon testi” ismi verilir. Nefes borusu ağzının çevresine yapıştırılan bir halkadan uzanan ve burun içinden yemek borusuna uzatılan bir kateterle kişinin nefes verirken konuması sınanır. Bu aşamada ses çıkaramayan hastaların yemek borusu çevresine kasların gevşemesini sağlayan ilaç enjeksiyonu sonrası test yinelenir. Bu kez ses çıkarabilen hastalara protez takma ameliyatı yanısıra yemek borusu çevresi kasların gevşetilmesi işlemi yapılır.
 

Protez takma

Ameliyata uygunluğu anestezi hekimlerince doğrulanan hastalar ameliyathaneye alınır ve yemek borusu ile nefes borusu arasında açıklık oluşturacak ve daha sonra protezin yuvası haline gelecek işlemi yapılır. Kimi cerrah o aşamada protezi takmayı yeğler, kimi cerrah ise o aşamada yalnızca kateter takar; birkaç gün sonra kateteri çıkarıp yerine protezi takar.
 

Protezle konuşmanın başlatılması

Bu aşamadan sonra, hastaya parmağını kullanarak nefes borusunu, nefes verirken (nefes alırken değil) tıkaması ve aynı aşamada ağzına gelen havayı-sesi şekillendirmesi öğretilir. Bu aşama birçok hastada yalnızca birkaç dakika sürer. İzleyen süreçte, artık, kişi akıcı, anlaşılır bir konuşmayı yapabilir duruma gelir.
 

Protezle Ses Çıkarma: Birincil Ses Kazandırma

Bu uygulamaları başlatan hekimler, bir süre sonra, gırtlak ameliyatının yapıldığı zamanda nefes borusu ile yemek borusu arasında bu açıklığı oluşturma uygulamasını başlattılar: Birincil Ses Kazandırma. Bu sayede, ameliyat sonrası birkaç ay sürebilen sessiz kalma döneminden hastanın kurtulması olanaklı oluyordu. Ki, bu dönem hastaların hayatta kalmalarındaki en önemli dönem sayılabilir.

Zira kansere karşı mücadelenin ilk ve belki de en büyük basamağı olan ameliyatın psikolojik etkileri, solunuma olan etkileri, ameliyattan dolayı olan etkilenmelerle baş etmeye çalışan hastanın bunların üstüne konuşamayacak durumda olması darbe etkisinde bulunabiliyordu. Bu soruna karşın çözüm arayışlarında bulunan hekimlerle başlatılan birincil ses kazandırma, ameliyatının birkaç gün sonrasında hastanın yeniden konuşabilmesi anlamına geliyor.

Bu tekniğin uygulanacağı hastalarda da uygunluklar aranır:

  • Kişinin ellerini kullanabilecek durumda ve bilinçte olması gereklidir.
  • Yeni oluşturulan yemek borusunun genişliği ve nitelikleri uygun olmalıdır.
  • rotez değişimleri için, yeni protez temini ve hekime başvurmakla ilgili bir sıkıntı olmamalıdır.
  • Hastasının yaralarının yeterince iyileştiğine kanaat getiren hekim protezle konuşmayı da başlatır. Bu süre 4 ila 15 gün arasında değişebilir.

 

Protezin Bakımı ve Değişimi

Bu protezler ağızlarına balgam yapışıp tıkamadığı sürece, özellikle bakım gerektirmezler. Protez ağzının açık kalmasının sağlanması hekimlerce öğretilir.

Protezler tek yönlü bir valfe sahiptirler. Bu valf sayesinde nefes borusundan havanın yemek borusuna geçmesine izin verirken, yemek borusundan nefes borusuna geçişi engellerler. Günümüzde kullanılan protezler silikondan yapılmışlardır. Silikon yapıları ve dolayısı ile valfleri yemek borusundaki mantarlar tarafından zamanla deforme olurlar. Protezin deforme olduğu ise, sıvı gıdaların protezden nefes borusuna kaçmaya başlamalarından anlaşılır.

Bu aşamada protezin gecikmeksizin yenilenmesi gerekir. Bu süre kişiden kişiye büyük değişkenlik gösterir. Kimi hastalar 15 günde bir protez değiştirme gereksinimi duyarlarken, kimisi aynı protezle yıllarca sorunsuz yaşar.

Protez değişimi, kullanılan protez tipine ve hastanın tercihine göre hasta tarafından ya da hekim tarafından gerçekleştirilir. Değişim için herhangi bir cerrahi sözkonusu değildir. Basitçe, protez yerinden çıkarılır ve hemen aynı boşluğa yenisi takılır.

 

Bu İşlemin Riskleri

İkincil ses kazandırma işleminin riskleri arasında yemek borusunun zedelenmesi, dişlerde zedelenme, protez yolunda mikrop kapma sayılabilir.

İkincil ses kazandırma işlemi yapılırken eş zamanlı olarak yemek borusu çevresindeki kasların sıkılıklarının gevşetilmesi (kriko-farengeal myotomi) de yapılacak olursa, yemek borusunda zedelenme ve boyun dokuları arasına tükürük kaçması, yaranın mikrop kapması riskler arasında yer alır.

Birincil ses kazandırma işleminde ise protez yolunda mikrop kapma, yarada genişleme riskler arasındadır.

Protezli yaşam riskleri arasında, protezden kaçan sıvının akciğerlere giderek akciğer enfeksiyonu (zatürre) yapabilmesi, protezin yutulması ya da nefes borusuna düşmesi riskler arasında sayılır.

 
Gırtlak kanseri ve tedavisi
Sosyal Medya
Dr. Mazhar Çelikoyar Facebook Dr. Mazhar Çelikoyar Facebook Dr. Mazhar Çelikoyar Facebook
Op. Dr. Mazhar Çelikoyar
Dr. Mazhar Çelikoyar

1982 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Dr. Çelikoyar, Şişli Etfal Hastanesi’nde başladığı Kulak Burun Boğaz (KBB) ihtisasını Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı’nda tamamlayarak 1989 yılında KBB Uzmanlığını aldı.

Devamı..
 
 
 

KBB UZMANLIK ALANLARIM

Gırtlak Kanseri
 

GIRTLAK KANSERİ

Tükürük Bezi Kanseri
 

TÜKÜRÜK BEZİ KANSERİ

Guatr Tedavisi
 

GUATR TEDAVİSİ

Tiroid Bezi Ameliyatı
 

TİROİD CERRAHİSİ

Rinoplasti
 

BURUN ESTETİĞİ

Sinüzit Tedavisi
 

SİNÜZİT TEDAVİSİ

 
OP. DR. MAZHAR ÇELİKOYAR İLETİŞİM ve RANDEVU BİLGİLERİ

OP. DR. MAZHAR ÇELİKOYAR İLETİŞİM

 
Dr. Mazhar Çelikoyar
[contact-form-7 id=”4″]