Gırtlaksız Yaşamda Ses Çıkarma
Gırtlak kanserlerinin tedavilerinde, tümörün yaygınlığı kimi zaman gırtlağın tamamının alınmasını gerektirir. Bu işleme total larenjektomi ismi verilir.
Gırtlağın üç ana işlevi vardır:
- Nefes almayı sağlama
- Yutma sırasında nefes borusuna girişi kapatma
- Ses çıkarma
Gırtlağın tamamının çıkarıldığı durumlarda, nefes alma ve yutma sağlandıktan sonra, konuşmayı sağlayabilmek için üç ana teknik kullanılır:
- Yemek borusu (Ösefagus) sesi
- Elektrolarenks sesi
- Nefes borusu-yemek borusu (trakeo-ösefajial) açıklığı sesi
Bu yazıda üçüncü seçenekte yer alan uygulama, yani, protezle çıkarılan ses anlatılacaktır.
Protezle ses çıkarma: İkincil ses kazandırma
Burda anlatılan kişi, gırtlağı alınmış, kimi zaman üzerine ışın tedavisi (radyoterapi) de uygulanmış olan ve diğer yöntemlerle ses çıkaramayan ya da çıkardığı sesi yeterince akıcı, anlaşılır bulmayan kişilerdir.
Protez kullanımına uygun mu?
- Boyun bölgesi ve nefes borusu dokularının sağlıklı olmaları gereklidir.
- Kişinin ellerini kullanabilecek durumda ve bilinçte olması gereklidir.
- Ameliyatla oluşturulmuş olan nefes borusu ağzı yeterince geniş olmalıdır ya da ikinci bir ameliyatla genişletilmeye elverişli olmalıdır.
- Ameliyatla oluşturulmuş yemek borusu yeterince geniş olmalıdır.
- Protez değişimleri için, yeni protez temini ve hekime başvurmakla ilgili bir sıkıntı olmamalıdır.
İnsuflasyon testi
Protez takma
Protezle konuşmanın başlatılması
Protezle Ses Çıkarma: Birincil Ses Kazandırma
Zira kansere karşı mücadelenin ilk ve belki de en büyük basamağı olan ameliyatın psikolojik etkileri, solunuma olan etkileri, ameliyattan dolayı olan etkilenmelerle baş etmeye çalışan hastanın bunların üstüne konuşamayacak durumda olması darbe etkisinde bulunabiliyordu. Bu soruna karşın çözüm arayışlarında bulunan hekimlerle başlatılan birincil ses kazandırma, ameliyatının birkaç gün sonrasında hastanın yeniden konuşabilmesi anlamına geliyor.
Bu tekniğin uygulanacağı hastalarda da uygunluklar aranır:
- Kişinin ellerini kullanabilecek durumda ve bilinçte olması gereklidir.
- Yeni oluşturulan yemek borusunun genişliği ve nitelikleri uygun olmalıdır.
- rotez değişimleri için, yeni protez temini ve hekime başvurmakla ilgili bir sıkıntı olmamalıdır.
- Hastasının yaralarının yeterince iyileştiğine kanaat getiren hekim protezle konuşmayı da başlatır. Bu süre 4 ila 15 gün arasında değişebilir.
Protezin Bakımı ve Değişimi
Protezler tek yönlü bir valfe sahiptirler. Bu valf sayesinde nefes borusundan havanın yemek borusuna geçmesine izin verirken, yemek borusundan nefes borusuna geçişi engellerler. Günümüzde kullanılan protezler silikondan yapılmışlardır. Silikon yapıları ve dolayısı ile valfleri yemek borusundaki mantarlar tarafından zamanla deforme olurlar. Protezin deforme olduğu ise, sıvı gıdaların protezden nefes borusuna kaçmaya başlamalarından anlaşılır.
Bu aşamada protezin gecikmeksizin yenilenmesi gerekir. Bu süre kişiden kişiye büyük değişkenlik gösterir. Kimi hastalar 15 günde bir protez değiştirme gereksinimi duyarlarken, kimisi aynı protezle yıllarca sorunsuz yaşar.
Protez değişimi, kullanılan protez tipine ve hastanın tercihine göre hasta tarafından ya da hekim tarafından gerçekleştirilir. Değişim için herhangi bir cerrahi sözkonusu değildir. Basitçe, protez yerinden çıkarılır ve hemen aynı boşluğa yenisi takılır.
Bu İşlemin Riskleri
İkincil ses kazandırma işlemi yapılırken eş zamanlı olarak yemek borusu çevresindeki kasların sıkılıklarının gevşetilmesi (kriko-farengeal myotomi) de yapılacak olursa, yemek borusunda zedelenme ve boyun dokuları arasına tükürük kaçması, yaranın mikrop kapması riskler arasında yer alır.
Birincil ses kazandırma işleminde ise protez yolunda mikrop kapma, yarada genişleme riskler arasındadır.
Protezli yaşam riskleri arasında, protezden kaçan sıvının akciğerlere giderek akciğer enfeksiyonu (zatürre) yapabilmesi, protezin yutulması ya da nefes borusuna düşmesi riskler arasında sayılır.