Öncelikle, bir burnun hangi şekli alması gerektiğine kim karar verir? Ameliyat olacak kişi? Eşi-arkadaşı-annesi-babası-çevresi? O yıllardaki moda? Hekim?

Kendimce vardığım kanı, bu karar hasta ve hekimce, birlikte alınır. Hastanın tercihlerini oluşturan, hiç kuşkusuz, sosyal altyapısıdır. Bununla birlikte ameliyata başvurması aşamasında beklentileri netleşmiş olsa gerek. Netleşmemişse, hekimle yaptığı ön görüşmelerde netleştirmeye yardımcı olmak gerekir; ki, ameliyat sonrası ummadık bir durumla karşılaşmasın.

Ancak, ki burada güçlü bir “ancak” koymak gerek, ameliyata başladıktan sonra kararları alacak ve uygulayacak tek kişi kalıyor: hekim. Burnu ne kadar kaldırmalı? Yeterli oldu mu? Çok mu oldu? Az mı? Daha inceltmeli? Burun sırtını yükseltmeli mi? Burnun çıkıklığı iyi mi? Simetrik oldu mu?

Her hekimin ayrı yöntemleri olsa da, kendi yaptığımı özetleyeceğim. Bu ameliyatı çabuk çabuk yapmıyorum. Yapmış olduğum değişikliklerin etkilerini gözlemlemek için birçok kez durup değişik açılardan burna bakar, ellerimle hisseder ve uygun bulmadığım bir şey var mı diye bakarım.

Hastamla üzerinde anlaşmış olmaya çaba harcadığım bir konu, yaptığımız ameliyat sonrası, yapılan ameliyata ilişkin ipucu bırakmamamız gerektiğidir. Az ve öz ifade edecek olursak, ameliyat sonrası “estetikli” görünmemesidir. Sokakta yürürken, bekleme salonunda otururken kısacık bir göze çarpma sırasında farkedilen bir burun ameliyatı sonucu değil; en fazla, “acaba” dedirten, çoğu kez onu da dedirtmeyen, kusurları giderilmiş, kişinin yüzüyle, fiziğiyle, tarzıyla bütünleşmiş bir burun elde etmektir, amaç.

Bu tarz çalışırken, erkek burnunda özellikle gözettiklerim nelerdir? Erkek burnu aşırı kalkık olmamalı. Öyle ya, özellikle bu topraklarda yaşayan erkeklerde kalkık burun son derece sıradışı, dikkat çekici olmaya başlıyor. Dahası, dişiliği çağrıştırabiliyor; ki, bu sakıncalı bir duruma dönüşebilir!

Kalkık olmayacağı gibi, oyuk, kayak pistini andırır bir burun sırtı da olmamalı. Varsın, biraz da kemer olsun. Ama, asla oyuk bir burun olmasın.

O erkeğin yüz tipini göz önünde bulundurarak çalışsak da, erkek burunları çok da ince olmamalı. Kadınlarda ince burun, yüz tüpüyle uyumlu ise, olabilir ve zarif durabilir. Ancak iri kemikli ve yapılı bir erkekte daraltılmış, inceltilmiş bir burun “ben estetikliyim” diye bağıran bir buruna dönüşür.

Sivrilik de kazandırmamak gerekir. Erkek cildi genellikle daha kalın ve yağlıdır. Böylesi bir örtücü dokunun altındaki yapıları iyice sivri hale getirmekten kaçınmak gerekir.

Kaçındıklarımız kadar, gözettiklerimiz de var. Kalıcı bir yapı olması, örneğin, önemsediğimiz bir konu. Ne hasta ister, ne hekim, birkaç zaman sonra yeniden müdahale gereken bir burun ameliyatını.

Ayrıca, bu ameliyat sonrasında isteriz ki, hastamız burnundan rahat soluyabilsin. Bu rahat solunum da yaşamı boyunca, başkaca bir sorunu olmazsa, sürsün.

Ve, beğenilsin, mutlu olunsun. Çektiği sıkıntılara değsin. Kontrollere geldikçe, gözlerinin içi ışıldayarak gelsin. Yıllar yılı hekimini iyilikle ansın.

Dilerim çoğu zaman bu amaçlarıma ulaşabilirim.